Öncelikle merhabalar, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği eğitimimi tamamladım. Sizleri de okulum ve eğitim hayatımla ilgili bilgilendirebilmek için kısaca kendi sürecimden bahsetmek istiyorum.
Hazırlık geçiş sınavı zor mu? Bölümün eğitim dili hakkında bilgi verir misin?
Yorucu sınav ve tercih döneminin ardından üniversite serüvenim hazırlık eğitimim ile başladı. Hazırlık geçiş sınavına herkes gibi ben de katıldım. Lisede, İngilizce eğitimi almıştım ancak üniversite sınavına hazırlandığım için hazırlığı geçiş sınavı benim için zorlayıcı olmuştu. Hazırlık geçiş sınavından kısaca bahsetmek isterim : Sınavda sizden grammer ağırlıklı test sorularını tamamlamanızın ardından akademik dil ile yazılmış essay beklenmekteydi ve bu durum beni zorlamıştı. Bu sebeple sınavı geçemedim.
1 yıl boyunca hazırlık okuyarak mühendislik eğitimime başlamıştım. Okuduğum bölüm, %30 İngilizceydi. Üniversite tercihi yaparken bu durum benim için negatif etki yaratmıştı. Sonrasında ise tüm derslerin İngilizce olmaması benim işimi müthiş kolaylaştırdı. Bazı derslerimiz sözel ağırlıklı olduğu için ana dilinizle anlatılanları algılayabilmeniz ve öğrenebilmeniz, bana göre çok daha sağlıklı. Bu sebeple, benim için aslında daha iyi oldu.
Erasmus & Exchange programlarına katılım sağladın mı? Okulun bu konuda sağladığı imkanlardan bahseder misiniz?
Erasmus & Exchange programlarına maalesef katılamadım. Bu sebeple, konu hakkında detaylı bilgiye sahip değilim. Okulum, mühendislik fakültesinde sadece Portekiz’e gönderiyordu. Üniversitenin bu konuda en öne çıkan dezavantajı : Programda tek bir ülke seçeneği sunuluyor olmasıydı ve bu kısıt bana çok yetersiz gelmişti. Sınıftan giden ve çok memnun kaldığını söyleyen arkadaşlarım da olmuştu. Detaylıca bilgiyi, üzülerek veremiyorum.
Hem öğrenci hem mezun gözünden İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde okumanın avantajları ve dezavantajları neler olabilir?
Tahmin ediyorum ki bu yazımı, ağırlıklı olarak üniversite tercihi yapacak olan arkadaşlarımız inceleyeceklerdir. Rehberlik edebilmek, yol gösterebilmek ve tecrübelerimi paylaşabilmek benim için çok kıymetli.
Sınav süreci ve tercih dönemi benim için çok stresli geçmişti. Ailemle üniversiteleri gezdiğimiz dönemdeki ben ile mezun olup çalışmaya başladıktan sonraki ben arasında inanılmaz büyük bir fark var ve ben bunu net olarak fark ediyorum. Üniversite, kişinin hayatında müthiş bir deneyim. Meslek tercihi de aynı şekilde.
İstanbul Ticaret Üniversitesi, takdir edersiniz ki benim için apayrı bir yere sahip, bu sebeple öncelikle avantajlardan bahsederek başlamak istiyorum. Hocalarımın tamamı çok kıymetli profesörlerdi ve hocalarımın hiçbir derse asistanlarını gönderdiklerine şahit olmadım. Bizlerle birebir ilgilendiler. Hem sektör hem teorik bilgisi olan akademisyenlerden eğitim alıyor olmanın, bizi bir adım öne çıkardığını düşünüyorum.
Bunun haricinde, aktif çalışan bir kariyer merkezimiz vardı. Staj yapmak istediğinizde mutlaka staj bulabiliyorsunuz. Kariyer sayfamızda, düzenli ilanlar yayınlanır. Özellikle mühendislik fakültesinde staj olmazsa olmazdır, çok daha kolay iş bulmanızı sağlar. İstanbul Ticaret Odası için stajyer alımları bizim okulumuzdan yapılırdı. Staj deneyimi kazanmak isterseniz, gözünüz kapalı güvenebileceğiniz kariyer merkezinizin olması bana çok güven vermişti.
Sıkça fabrika gezileri yapılırdı. Teoride öğrendiklerimizi uygulamada görme şansımız oluyordu. 3. ve 4. sınıfta, geniş kapsamlı projelerin ağırlığı iyice artmıştı. Bu durum, grup çalışmasına olan yatkınlığımızı geliştirmemize çok önemli katkı sağladı.
Etkin rol alan kulüplerimiz vardı. Endüstri Mühendisliği kulübü üyesiydim. EMK (Endüstri Mühendisliği Kulübü) günleri düzenleniyordu. Okulumuza Getir, Panasonic, Ülker vs gibi firmaların yöneticileri, insan kaynakları yetkilileri katılarak; bizlere kendi deneyimlerinden bahsediyorlardı. Özellikle hazırlık dönemimde, EMK günlerinde etkin rol almıştım. Bu tarz etkinliklerde çalışmanız, network oluşturmanız için birebir etkili. Aynı zamanda iletişiminizi güçlendirmiş oluyorsunuz. Bana göre üniversite eğitimi, teoride öğrendiklerinizden çok daha fazlası. Sizden işe başlarken iletişiminizin müthiş olması, kendinizi eksiksiz ifade edebilmeniz bekleniyor. Bu nedenle, kulüplerin bizim için önem arz ettiğini düşünüyorum.
Özetleyecek olursam; eğitimim boyunca tüm hocalarımın bizi derslerden bırakmak için değil de gerçekten bir şeyleri öğrenebilmemiz için çabaladığını çok net hisettim.
Objektif şekilde dezavantajlarından bahsedecek olursam ilk aklıma gelenin kampüs yapısının olmamasını söyleyebilirim. İki yerleşkemizde de bahçemiz küçüktü. Hem bahçemizden hem de yönetimden kaynaklı festival, konser düzenlenmiyordu. Bu durum çok üzücü olmuştu. Endüstri Mühendisliği’nde %100 İngilizce eğitim olmaması da bazı noktalarda dezavantaj olarak yorumlanabilir. Akreditif olmaması yani yurtdışında denklik alınamıyor olmasını da sonuncu dezavantaj olarak sayabilirim.
İstanbul’da öğrenci olmanın avantajları ve dezavantajları hakkında ne düşünüyorsun?
Yazımın sonlarına gelirken; yaşadığımız şehirde, üniversite okumanın artılarından bahsedeceğim. Ailem, şehir dışında okumamı çok desteklemediği için İstanbul’da özel bir üniversiteye gitmeyi tercih ettim.
Aslında ben de lisede herkes gibi şehir dışına gitsem nasıl olur gibi hayaller kuruyordum. Gitmek de istiyordum ancak şu an düşündüğümde şunu fark ettim: İstanbul’da doğup büyümüş biri olarak büyükşehirler dışında hiç alışkın olmadığım bir düzene sahip küçük bir şehre, üniversite okumak için gitmenin bana iyi gelmeyeceğini gördüm.
Çoğu arkadaşım Sakarya, Kocaeli gibi illere gitmişti. Onlardan bildiğim ve gördüğüm kadarıyla çok da mutlu olmadılar. Ayrı bir evde veya yurtta kalmak ülkemiz şartlarında çok maliyetli, bu sebeple İstanbul’da özel üniversitede eğitim almanın daha mantıklı hale geldiğini düşünüyorum. Ailenizden ve tüm arkadaş çevrenizden ayrılarak, kendinize yepyeni bir düzen kurmanız; kimi insana göre avantaj sayılabilir.
Kendi adıma 18 yaşımda böyle bir sorumluluğu almayı çok doğru bulmuyordum. Ailenizin bulunduğu şehirde üniversite okumanın yukarıda bahsettiğim avantajları dışında dezavantajlarına da şu şekilde değinebilirim : Ailenizin yanında yaşarken üniversite okuduğunuzda aslında liseden çok da farkı olmamış oluyor, sorumluluk almıyorsunuz. Mezun olana kadar ailenize bağımlı olmanızı da dezavantaj olarak görüyorum. O yüzden eğitime devam ederken çalışmanın veya staj yapmanın kişiye çok getirisi olduğunu düşünüyorum.
Şehir dışında okumayı tercih etmiş olanlar, devlet üniversiteleri tercih edebiliyor ve bu okulların kampüs olanakları çok gelişmiş oluyor. Devlet üniversitesinde olduğunuz için de burs almanız daha kolay oluyor. Okuldaki yemekler ucuz oluyor. Öğrencilikte, maddiyat da önemli olduğu için İstanbul’da özel bir üniversite yerine şehir dışında bir devlet üniversitesinde okumanın avantajlarını bu şekilde sıralayabilirim.
Bu yazının, İstanbul Ticaret Üniversitesi’ni tercih etmek isteyen arkadaşlara faydalı olmasını dilerim. 🙂